Son yazılar

TÜRKAlevi

11 Ocak 2003 Cumartesi

Beydili Uluları Boz Geyikli Dede Ve Hubyar Sultan


BEĞDİLİLERİN ULULARI BOZ-GEYİKLİ DEDE VE HUBYAR SULTAN

Prof.Dr.Faruk Sümer: Kanuni Sultan Süleyman I. (1520-1566) devrinin ilk yıllarında Halep Türkmenleri arasında Beğdili kolunun 40 obadan oluşan ve başlarında beğ ünvanlı şahısların bulunduğu büyük bir Türkmen topluluğu olduğunu belirtmektedir. Bu kırk obadan 26. ve 27. sıradaki Beğdili obalarının din ve tarikat adamlarından meydana geldiği görülüyor.Bu obalardan birincisi Hoca Ali Şeyh adını taşımakta ve dört Şeyh ailesinden müteşekkil bulunmaktadır. Defterde bu şeyhlerin : ''kadimden er OCAĞI olup, bir senede üç kelâmullah hatmedüp sevabın hazret-i Hüdâvendigâr?a (Kanuni) edâ ettikleri, duaları makbul kimesneler'' oldukları kaydedilmiştir. Yine şeyhlerden müteşekil bulunan ikinci oba Boz-Geyiklu adını taşıyor. Bu oba mensuplarının ''kadimden vâcib ur-riâye kimesneler'' oldukları evlerine ''kurban, çerağ gelür dervişler idikleri'' ve ''hem mezkur Beğ-Dili cemaatinin uluları oldukları'' söyleniyor.(23)
Ahmet Yesevi soyundan bir şeyh olan ve Elbeyli oymağının piri, Boz Geyikli Dede'nin türbesinin Mınıç Kasabasının Kurudere'ye bir saat uzaklıkta olduğunu söyleyen A.Yalman, menkıbesini de şöyle anlatmaktadır:
''Elibeyli'den çıkan Deli Ahmed'in sanına Boz-Geyikli derlermiş. Boz-Geyikli, bir gün, Urum'a, Hacı Bektaş'a gitmiş, Bektaşi olmuş, keramet göstermiş veli olmuş. Ordayken bir gün elindeki, çövenini (asasını) güneye fırlatmış, çöven şimdi türbesinin bulunduğu yere düşmüş, çobanlar bu çöveni almak istemişler, ama kimse yerinden kaldıramamış. Mavalı Aşireti kaldırırız demişler, develere bağlamışlar, develerin hepsinin beli kırılmış, sonunda Boz Geyikli kendi gelmiş, çövenini almış, böylece aşirette ulu olmuş. Hacı Bektaş Veli, yanındaki adamlarına mertebe vermiş. Boz Geyikli buraya geldiği için hernasılsa ona mertebe vermeyi unutmuş. Boz Geyikli asasını Hacı Bektaş'a doğru fırlatmış, asa gelirken Hacı Bektaş; Nurhak Dağı'na ''Tut Ya Nurhak!'' demiş. Asa Nurhak Dağı'nı yarmış, sonunda Hacı Bektaş mertebe vermiş ve Boz Geyikli'yi (Bişiri'yi) doğru yola getirmekle görevlendirmiş. Boz Geyikli Deli Ahmet, aslen Tokat'lı olup aşiretinin Rakka'da bulunduğunu bildiği için buraya gelmiştir.'' (24)

Bu söylenceyi Kara Hasan Efendi'den dinleyen A.Yalman; aynı zamanda resimler de çizdirmiştir. Bu resimler oymak damgalarıdır. Sıraç topluluklarının mezar taşlarında da benzer fiğürler vardır.
Anılan söylencenin bir versiyonu da Tokat'ın Almus ilçesi Hubyar Köyü'nde türbesi bulunan Hubyar Sultan için anlatılmaktadır. Hubyar Sultan ve Boz Geyikli'ininde Ahmet Yesevi soylu olduğu anlatılmakta ve esas adlarda Ahmet olup, Hacı Bektaş'ın halifelerindendirler. Yine her ikisi de Beydili boyundan ve Tokatlı'dırlar. Bu söylence bize şu çağrışımı yapmaktadır: Acaba bu iki kişi gibi gözüken ulu zatlar aynı kişi midir? Hubyar Köyü'nde ve Tokat-Sivas-Yozgat Sıraç Topluluklarında anlatılan söylencelere göre Hubyar Sultan?ın 11 yıl Alanya ve Akdeniz yöresinde kalmıştır. Biz de bu söylencelerden hareketle bu zatların aynı kişi olabileceğini düşünüyoruz. Türbenin birisi makam (düşek) olabilir. Çünkü belgelerden anladığımıza göre Tokat-Sivas yöresinde iki tane Hubyar vardır. Biri 13.yüz yılda yaşamıştir, diğer 16. yüz yılda yaşamıştır. Güney?de yaşayan Beydili oymaklarını piri bunlardan bir olabilir. Çünkü, Boz Geyikli'in Tokatlı olduğu anlatılmaktadır ki bizin saptamamız da bir olasılıktır.

1656 yılında Tokat?a gelen Evliya Çelebi Seyahatnamesi?de: ''Hacı Bektaş-ı Veli'nin hayırlı ve bereketli dualarıyla bu eski tarihi şehir: Alimler konağı fazıllar yurdu ve şairler yatağıdır'' Bu şu demektir: Yöre Alevi-Bektaşilerin yoğun olduğu bir yerleşim alanıdır. Evliya Çelebi bölgeyi dolaşır ve Eyalet merkezi (Yeni-İl) içinde; ''Sivas eyâletinin sancakları şunlardır: Amasya, Çorum, Bozok, Divriği, Canik ve Arapgir, Sivas sancağı paşa merkezidir.'' Demektedir.
F.Sümer, Yeni-İl'de yaşayan Beğ-Dili oymaklarının III. Murat (1574-1595) devrinde kış gelince Halep bölgesine inerek kışladığın belirtmektedir.(25) Bu obalar arasınas Sincan, Yellüce, Güneş gibi obalar vardır ki, halen aynı adı taşıyan Sivas'ta köyler vardır. Yellice Köyü'nde Şeyh Şazeli Sultan Ocağı; Güneş Köyü'de de Garip Musa Ocağı vardır. Yine yöredeki onlarca köyde Türkmen Baba ve Dedelerinin türbeleri vardır. Bugün Beğdili boyu obalarının bir çoğu sünni olduğu görülsede eskiden Alevi olduğu anlaşılmaktadır. Doğanşar'ın bir çok sünni Türkmen köyü kendilerinin önceden Alevi olduklarını söylemektedirler. Gaziantep ve İçel bölgesindeki Türkmen köyleride aynı şekilde süreç içinde baskılar sonucu sünnileşmişlerdir. Maraş, Gaziantep, Urfa ve Diyarbakır cıvarında ise bazı Beydili Türkmenler aşiretleri; Osmanlı ve yerel Kürt Aşiretlerinin baskılar sonucu hem sünnileşmişler hemde Kürtleşmişlerdir.

0 yorum:

Yorum Gönder