Osmanlı Belgelerinde Sürgün Tutanakları
OSMANLI BELGELERİNDE SÜRGÜN TUTANAKLARI
Beğdili Aşireti başta olmak üzere, her boydan Türkmen obaları Rakka'ya zorla sürgün edilerek o bölgeye iskan edilmeye çalışılır. Aşağıda vereceğimiz belgelerdende anlaşılacağı gibi Türkmenler Rakka'dan firar ederek ya eski bölgelerine ya da Anadolu'nu içlerindeki dağlık yörelere sığınırlar. Canik, Munzur ve Toros dağları ile uzantıları ''kaçkuncu'' Türkmenlerin yurtları olur. Ya da C.Orhonlu'nun belirtiği gibi ''İskandan kaçanlar Anadolu yakasında bulunan şehir ve kasabalara iltica etmişler evkaf, has, tımar, zeamat topraklarına, ayni zamanda çiftliklere ve diğer oymaklar arasına gizlenmişlerdi'' Bunun nedeni de ''Arap aşiretlerinin baskılarına karşı Türk oymaklarının mücadelesinin yönetimce şiddetle cezalandırmasından kaynaklanmaktadır. Bu cezalandırma yöntemleri türkülerde canlı olarak görülmektedir'' (43) Bayındır, ve Döğer Boyu oymakları ve obaları ile Bozkoyunlu cemaati, Beğdili Boyuna tabi olarak Rakka'da iskan edilirler. Sonrası içinde Ceved Türkay, Osmanlı belgelerinden şunları yazmaktadır:
''Bayındır Cemaati, Beğdil Aşiretine tabidir. Rakka iskanından Bayındır Türkmanı Cemaatının yaylakları, Sivas cıvarında Tonos (Tenos) ve Kangal Nahiyelerinde vaki Ulaş nam Karye ile Kangal Karyesinin mabeyninde olan Deliktaş ma'beri idi''... ''Beğdili Aşiretine tabi olan Bozkoyunlu Cemaati, Konya ve öte caniblerinde yiğirmi kadar evleriyle olurlar ve on kadar evleri Aksaray Sancağında Beğdik Türkman içinde Balam Halil ve gayrileri yanlarında olurlar deyü tahrir olunmuş''... ''Döğerli Cemaati, 150 hane olub, Beğdili Aşiretine tabidir. Cemaat-i mezbure, 1140 senesinde Rakka Beğlerbeği Süleyman Paşa zamanında bilkülliyye firar ve mahall-i iskanlarında bir evleri kalmayub, bizler Alacahan'a muhafazacı yazıldık derler imiş. Kendüleri muhafazıcı değil, bir iki sene kalırlar ise, ol etrafın harab ve yebab olmasına dahi sebeb olub, bunların anasıl Beğdili Türkmanı eşkıyasıdan olup, bunların teaddisi sebebiyle ebna-i sebil bilkülliyye munhatı-olub ve Beğdili Türkmanı'nın ekseri yanlarına tecemmu'edecekleri bi iştibah'dır deyü tahrir olunmuş''...
Avşar ve Bozulus topluluklarına ilişkin ise: ''Avşar-ı Recepli Cemaatı, mukaddema Rakka'ya iskan olunmuşlardır. Mahall-i iskanda elli kadar evleri vardır. Cemaat-ı Mezbüreden Beğler ve Torunlar ve reayaden ikiyüz kadar evleri, mukaddema gidüb bindokuzyüzyirmibeş kuruş beher sene Rakka tarafına mal verirler idi. Binyüzkırk senesinde Süleyman Paşa zamanında kırk kadar evleri firar ve hala mahall-i iskanlarında elli kadar evleri kalmıştır deyu tahrir olunmuş. Afşar-ı mezbür, Rakka'ya iskanı ferman olunub Zîr'e kaydolmuştur''... ''Bâb-ı Altun Cemâatı, Bozulus Aşiretine tabi olub, yiğirmibeş hanedir. Cemaat-ı mezbür, Kadızade Hüseyin Paşa (1140 senesinde Rakka Beğlerbeği) zamanında îvâ ve iskân ve istikrâr olunup ve zer?ve hars ile meşgul iken, bazı avarız ve havadis zuhuriyle ekseri fırsat bulup, Rum tarafına ve Bozok caniblerine firar edüb ve gerü kalan evleri dahi, evvel giden evlerimiz gelmedi deyü birer beşer fırsat bulup, firar edüb, hala mahall-i iskanda bir evleri yoktur. Elyevm cümlesi Keskin ve Bozok ve Kırşehir ve Çiçekdağı taraflarında olurlar deyü tahrir olunmuş''... ''Bozulus Aşiretine tabi olan Harmandalı Cemaatı, 60 Hanedir. Cemaat-ı mezbürenin bir miktarı 1120 senesinde firar edüb, badehü Yusuf Paşa irca've Rum'a firarileri ahara malikane olunmuş deyu, mahall-i iskanda olanlar dahi üçer beşer firar etmek üzerdir. Hala mahall-i iskanlarında yiğirmi kadar evleri ancak kalmışdır. Elyevm Rum tarafınad olanlar, Bozok'da ve Salarlı ve Mamalı ve Pehlüvanlı içlerinde olurlar''... ''Kabağılı Tokuzu Cemaatı, Hacıayvadoğlu Aşiretinden olub, 150 hanedir. Cemaat-ı Mezbürenin bir miktarı 1126 senesinde firar edüb, baki kalan yüz kadar evleri dahi Süleyman Paşa (Rakka Beğlerbeği) zamanında bilkülliyye firar ve bâdehû Vezir Ahmet Paşa zamanında bir miktar evleri, mahalli iskana gelüb, nehr-i Fırat'ı geçirmeyüp, Birecik nahiyesinde.. nâm karyede ikamet etdirüb, hîn-i azlinde Kedhüdası Mehmed Kethüda maan götürüb, hala cümlesi, Antakya kurbünde ve Gavurdağı tarafında olurlar; deyu tahrir olunmuş''...
''Karakocalı Cemaatı, 35 hane olub, Beğdili Aşiretine tabidir. Cemaat-ı mezbür, Konar-Göçer Yörükandan olub, ezkadim Biga ve Çan kazalarında yaylayub, İnegöl ve Tuzla ve Bayramiç Kazalarında kışlarlardı. Cemaat-i Mezbüre, yüzkırk senesi Süleyman Paşa zamanında bil külliyye evleriyle mahall-i iskanlarından huruc ve Rum tarafına firar ve hala Kangal Kazası dahilinde Alacahan tarafında olurlar. Bizler, Kangal Cami'?i evkafındanuz, Alachan'a muhafazacı tayın olunduk, derler imiş. Cemaat-ı mezbüre, iki kabile olub, bir kabilesi cami-i mezbür vakfı ve bir kabilesi dahi otuzbeş senedir mahall-i iskanda olurlar. Mezbürlar, aslında hırsız ve haramzade olub, ol tarafda kalur ise, ol etrafın dahi harabına bais olurlar deyu tahrir olunmuş''...
''Küçüklü Cemaatı, Bozulus Aşiretindendir. 150 hane olub, üçyüz guruş zamla Yeni İl mukataasına ilhak olunmuşdur. Küçüklü Cemaatı, Kadızade Hüseyin Paşa zamanında iva ve iskan ve istikrar olunub ve zer've hars ile meşgul iken, bazı avarız ve havadis zuhuriyle ekseri fırsat bulub, Rum tarafına ve Bozok caniblerine firar edüb ve gerü kalan evleri dahi evvel giden evlerimiz gelmei deyü birer beşer fırsat bulub, firar edüb, hala mahall-i iskanda bir evleri yoktur, elyevm cümlesi Keskin ve Bozok ve Kırşehri ve Çiçekdağı tarafında olurlar, deyu tahrir olunmuş. Küçüklü Cemaatı, Gencelübayadı (Gençlü Bayad) demekle marufdur''... ''Bozulus Aşiretinden olan Cemaat-ı Silsüpür Ceridi, 250 haneden ibaret olup, malına 450 guruş zamla Yeni İl mukataatına ilhak olunmağla, kırkaltı mukataasına kayd olunmuştur. Cemaat-ı mezküre, Kadızade Hüseyin Paşa zamanında iva ve iskan ve istikrar olunub ve zer've hars ile meşgul iken, bazı avarız ve havadis zuhuriyle, ekserisi fırsat bulub, Rum tarafına ve Bozok caniblerine firar edüb ve geru kalan evleri dahi evvel gidenlerimiz gelmedi deyu, birer beşer fırsat bulub, firar edüb hala makall-i iskanda bir evleri yoktur; elyevm cümlesi Keskin Ve Bozok ve Kırşehri ve Çicekdağı taraflarında olurlar, deyu tahrir olunmuş.''(44)
F.Sümer, ''Bu iskanda en büyük ızdırabı Beğ-Dili boyu çekti'' demektedir. Enaz bu boy kadarda; 13. yüz yılda Orta-Asya'dan Anadolu'ya gelen Bayat boyundan olan Barak obalarıda Rakka'ya iskan esnasında eza-cefa cekmiş, zülüm görmüştür.(45) Bu İskanla ilgili Dedemoğlu şu deyişi söyler:
Çıktık Horasan'dan sökün eyledik
Düşürdüler bizi tozlu yollara
Omuzlarda parlıyor uzun şelveler
Aşırdılar bizi karlı dağlara
Bölük bölük oldu yüklendi göçler
Atlaydı yaşlılar yayadı gençler
Başımıza geldi olmadı işler
Düşürdüler bizi görülmedik ellere
Gehi konduk gehi göçtük yollardan
Bilip bilmediğim yaban ellerden
Kerbela çölünden ıssız dağlardan
Bizden sonra bir ad kalsın dillere
Oradan geçirdi sürdü Colab'a
Seksen dört bin hane gelmez hesaba
Deve koyun insan çoktur kalaba
Susuz hayvan inileşir çöllerde
DEDEMOĞLU der ki aşkın bağından
Aşırdılar bizi Yozgat dağından
Anadolu Sivas şehri sağından
Göçtüğümüz destan olsun dillere.
Beğdilli aşiretinin büyük ozanı Dedemoğlu; Çorum'un Sungurlu ilçesinin Araf köyündendir. Çiftlik köyünde de ''dedemoğlu'' lakablı bir aile vardır. Alaca (Hüseyinova) İlçesinin Oyacı adlı köyünden olduğunu söyleyenlerde vardır.(46) Dedemoğlu adıyla bir Alevi Dede Ocağı var olması, Ozan Dedemoğlu'nun Çorumlu olduğunun kesin olarak göstermektedir.
Beğdili Aşireti başta olmak üzere, her boydan Türkmen obaları Rakka'ya zorla sürgün edilerek o bölgeye iskan edilmeye çalışılır. Aşağıda vereceğimiz belgelerdende anlaşılacağı gibi Türkmenler Rakka'dan firar ederek ya eski bölgelerine ya da Anadolu'nu içlerindeki dağlık yörelere sığınırlar. Canik, Munzur ve Toros dağları ile uzantıları ''kaçkuncu'' Türkmenlerin yurtları olur. Ya da C.Orhonlu'nun belirtiği gibi ''İskandan kaçanlar Anadolu yakasında bulunan şehir ve kasabalara iltica etmişler evkaf, has, tımar, zeamat topraklarına, ayni zamanda çiftliklere ve diğer oymaklar arasına gizlenmişlerdi'' Bunun nedeni de ''Arap aşiretlerinin baskılarına karşı Türk oymaklarının mücadelesinin yönetimce şiddetle cezalandırmasından kaynaklanmaktadır. Bu cezalandırma yöntemleri türkülerde canlı olarak görülmektedir'' (43) Bayındır, ve Döğer Boyu oymakları ve obaları ile Bozkoyunlu cemaati, Beğdili Boyuna tabi olarak Rakka'da iskan edilirler. Sonrası içinde Ceved Türkay, Osmanlı belgelerinden şunları yazmaktadır:
''Bayındır Cemaati, Beğdil Aşiretine tabidir. Rakka iskanından Bayındır Türkmanı Cemaatının yaylakları, Sivas cıvarında Tonos (Tenos) ve Kangal Nahiyelerinde vaki Ulaş nam Karye ile Kangal Karyesinin mabeyninde olan Deliktaş ma'beri idi''... ''Beğdili Aşiretine tabi olan Bozkoyunlu Cemaati, Konya ve öte caniblerinde yiğirmi kadar evleriyle olurlar ve on kadar evleri Aksaray Sancağında Beğdik Türkman içinde Balam Halil ve gayrileri yanlarında olurlar deyü tahrir olunmuş''... ''Döğerli Cemaati, 150 hane olub, Beğdili Aşiretine tabidir. Cemaat-i mezbure, 1140 senesinde Rakka Beğlerbeği Süleyman Paşa zamanında bilkülliyye firar ve mahall-i iskanlarında bir evleri kalmayub, bizler Alacahan'a muhafazacı yazıldık derler imiş. Kendüleri muhafazıcı değil, bir iki sene kalırlar ise, ol etrafın harab ve yebab olmasına dahi sebeb olub, bunların anasıl Beğdili Türkmanı eşkıyasıdan olup, bunların teaddisi sebebiyle ebna-i sebil bilkülliyye munhatı-olub ve Beğdili Türkmanı'nın ekseri yanlarına tecemmu'edecekleri bi iştibah'dır deyü tahrir olunmuş''...
Avşar ve Bozulus topluluklarına ilişkin ise: ''Avşar-ı Recepli Cemaatı, mukaddema Rakka'ya iskan olunmuşlardır. Mahall-i iskanda elli kadar evleri vardır. Cemaat-ı Mezbüreden Beğler ve Torunlar ve reayaden ikiyüz kadar evleri, mukaddema gidüb bindokuzyüzyirmibeş kuruş beher sene Rakka tarafına mal verirler idi. Binyüzkırk senesinde Süleyman Paşa zamanında kırk kadar evleri firar ve hala mahall-i iskanlarında elli kadar evleri kalmıştır deyu tahrir olunmuş. Afşar-ı mezbür, Rakka'ya iskanı ferman olunub Zîr'e kaydolmuştur''... ''Bâb-ı Altun Cemâatı, Bozulus Aşiretine tabi olub, yiğirmibeş hanedir. Cemaat-ı mezbür, Kadızade Hüseyin Paşa (1140 senesinde Rakka Beğlerbeği) zamanında îvâ ve iskân ve istikrâr olunup ve zer?ve hars ile meşgul iken, bazı avarız ve havadis zuhuriyle ekseri fırsat bulup, Rum tarafına ve Bozok caniblerine firar edüb ve gerü kalan evleri dahi, evvel giden evlerimiz gelmedi deyü birer beşer fırsat bulup, firar edüb, hala mahall-i iskanda bir evleri yoktur. Elyevm cümlesi Keskin ve Bozok ve Kırşehir ve Çiçekdağı taraflarında olurlar deyü tahrir olunmuş''... ''Bozulus Aşiretine tabi olan Harmandalı Cemaatı, 60 Hanedir. Cemaat-ı mezbürenin bir miktarı 1120 senesinde firar edüb, badehü Yusuf Paşa irca've Rum'a firarileri ahara malikane olunmuş deyu, mahall-i iskanda olanlar dahi üçer beşer firar etmek üzerdir. Hala mahall-i iskanlarında yiğirmi kadar evleri ancak kalmışdır. Elyevm Rum tarafınad olanlar, Bozok'da ve Salarlı ve Mamalı ve Pehlüvanlı içlerinde olurlar''... ''Kabağılı Tokuzu Cemaatı, Hacıayvadoğlu Aşiretinden olub, 150 hanedir. Cemaat-ı Mezbürenin bir miktarı 1126 senesinde firar edüb, baki kalan yüz kadar evleri dahi Süleyman Paşa (Rakka Beğlerbeği) zamanında bilkülliyye firar ve bâdehû Vezir Ahmet Paşa zamanında bir miktar evleri, mahalli iskana gelüb, nehr-i Fırat'ı geçirmeyüp, Birecik nahiyesinde.. nâm karyede ikamet etdirüb, hîn-i azlinde Kedhüdası Mehmed Kethüda maan götürüb, hala cümlesi, Antakya kurbünde ve Gavurdağı tarafında olurlar; deyu tahrir olunmuş''...
''Karakocalı Cemaatı, 35 hane olub, Beğdili Aşiretine tabidir. Cemaat-ı mezbür, Konar-Göçer Yörükandan olub, ezkadim Biga ve Çan kazalarında yaylayub, İnegöl ve Tuzla ve Bayramiç Kazalarında kışlarlardı. Cemaat-i Mezbüre, yüzkırk senesi Süleyman Paşa zamanında bil külliyye evleriyle mahall-i iskanlarından huruc ve Rum tarafına firar ve hala Kangal Kazası dahilinde Alacahan tarafında olurlar. Bizler, Kangal Cami'?i evkafındanuz, Alachan'a muhafazacı tayın olunduk, derler imiş. Cemaat-ı mezbüre, iki kabile olub, bir kabilesi cami-i mezbür vakfı ve bir kabilesi dahi otuzbeş senedir mahall-i iskanda olurlar. Mezbürlar, aslında hırsız ve haramzade olub, ol tarafda kalur ise, ol etrafın dahi harabına bais olurlar deyu tahrir olunmuş''...
''Küçüklü Cemaatı, Bozulus Aşiretindendir. 150 hane olub, üçyüz guruş zamla Yeni İl mukataasına ilhak olunmuşdur. Küçüklü Cemaatı, Kadızade Hüseyin Paşa zamanında iva ve iskan ve istikrar olunub ve zer've hars ile meşgul iken, bazı avarız ve havadis zuhuriyle ekseri fırsat bulub, Rum tarafına ve Bozok caniblerine firar edüb ve gerü kalan evleri dahi evvel giden evlerimiz gelmei deyü birer beşer fırsat bulub, firar edüb, hala mahall-i iskanda bir evleri yoktur, elyevm cümlesi Keskin ve Bozok ve Kırşehri ve Çiçekdağı tarafında olurlar, deyu tahrir olunmuş. Küçüklü Cemaatı, Gencelübayadı (Gençlü Bayad) demekle marufdur''... ''Bozulus Aşiretinden olan Cemaat-ı Silsüpür Ceridi, 250 haneden ibaret olup, malına 450 guruş zamla Yeni İl mukataatına ilhak olunmağla, kırkaltı mukataasına kayd olunmuştur. Cemaat-ı mezküre, Kadızade Hüseyin Paşa zamanında iva ve iskan ve istikrar olunub ve zer've hars ile meşgul iken, bazı avarız ve havadis zuhuriyle, ekserisi fırsat bulub, Rum tarafına ve Bozok caniblerine firar edüb ve geru kalan evleri dahi evvel gidenlerimiz gelmedi deyu, birer beşer fırsat bulub, firar edüb hala makall-i iskanda bir evleri yoktur; elyevm cümlesi Keskin Ve Bozok ve Kırşehri ve Çicekdağı taraflarında olurlar, deyu tahrir olunmuş.''(44)
F.Sümer, ''Bu iskanda en büyük ızdırabı Beğ-Dili boyu çekti'' demektedir. Enaz bu boy kadarda; 13. yüz yılda Orta-Asya'dan Anadolu'ya gelen Bayat boyundan olan Barak obalarıda Rakka'ya iskan esnasında eza-cefa cekmiş, zülüm görmüştür.(45) Bu İskanla ilgili Dedemoğlu şu deyişi söyler:
Çıktık Horasan'dan sökün eyledik
Düşürdüler bizi tozlu yollara
Omuzlarda parlıyor uzun şelveler
Aşırdılar bizi karlı dağlara
Bölük bölük oldu yüklendi göçler
Atlaydı yaşlılar yayadı gençler
Başımıza geldi olmadı işler
Düşürdüler bizi görülmedik ellere
Gehi konduk gehi göçtük yollardan
Bilip bilmediğim yaban ellerden
Kerbela çölünden ıssız dağlardan
Bizden sonra bir ad kalsın dillere
Oradan geçirdi sürdü Colab'a
Seksen dört bin hane gelmez hesaba
Deve koyun insan çoktur kalaba
Susuz hayvan inileşir çöllerde
DEDEMOĞLU der ki aşkın bağından
Aşırdılar bizi Yozgat dağından
Anadolu Sivas şehri sağından
Göçtüğümüz destan olsun dillere.
Beğdilli aşiretinin büyük ozanı Dedemoğlu; Çorum'un Sungurlu ilçesinin Araf köyündendir. Çiftlik köyünde de ''dedemoğlu'' lakablı bir aile vardır. Alaca (Hüseyinova) İlçesinin Oyacı adlı köyünden olduğunu söyleyenlerde vardır.(46) Dedemoğlu adıyla bir Alevi Dede Ocağı var olması, Ozan Dedemoğlu'nun Çorumlu olduğunun kesin olarak göstermektedir.
0 yorum:
Yorum Gönder